MUSTAFA AKDAĞ
İMAM HATİPLER ÖĞRETMENSİZ..!
İmam Hatipler 1950’de halkın ısrarlı taleplerine karşılık açılmıştır.
İmam Hatip mezunları hiçbir zaman medenileşmeye ve gelişmeye karşı çıkmamışlardır.
İmam Hatip Mezunları, maddeye tapış yüzünden krize düşmüş dünyada, örnek bir insan hayatı projesi sunmanın gayreti içindedirler.
Halk bu okulları, çocuklarının özlerini ve özelliklerini bozmadan orta öğrenimlerini yapabilecekleri okullar olarak görmüştür.
Bu gün de yenileşme, değişme ve gelişmeyi kendi değerleri ve medeniyeti içinde gerçekleştirme arzusu, halkı İmam-Hatip Okullarına yöneltiyor.
İmam-Hatip Lisesi öğrencileri arasında suç işlememe, uyuşturucu ve alkol kullanmama, aşırı dini eğilimlere yönelmeme oranı daha yüksektir.
İmam Hatip mezunlarının saygı, sevgi ve dayanışma anlayışı, öğretmen-öğrenci ilişkileri, aile bağları daha güçlü, ruhsal yapıları sağlıklı ve dengelidir.
Bu durum halkın bu gençleri ve okullarını sahiplenme duygusunu güçlendirmiştir.
* * *
Gelelim bu güne…
Önce keyfiyet mi, kemiyet mi?
Tabi ki keyfiyet..! Önemli olan kalitedir.
Sayısal çokluk bazen zarardır.
İmam Hatip Liselerinin önündeki engeller kaldırıldı.
İmam Hatip Ortaokulları yeniden açıldı.
Böylece İmam Hatipler hızla çoğaldı.
Binalar ve öğrenciler arttı.
Ancak eğitim-öğretim faaliyetleri sadece bina ve öğrencilerle olmuyor.
Eğitim için bina, araç-gereç-materyal, ve öğrenci lazım.
Mevzu bahis olan İmam Hatipler ise…
Her şeyden önce, ŞUUR lazım.
* * *
İmam Hatip Okullarının yöneticileri feryat ediyorlar..!
“Öğretmen bulamıyoruz.” diyorlar.
40-50 norm kadrosu olan okullarda hiç kadrolu öğretmen yok.
Mevcut kadrolu meslek öğretmenleri de kent merkezindeki okullarda kümelenmiş “dava edebiyatı”yapıyorlar.
Yeni açılan okullardaki öğretmenlerin tamamına yakını ücretli öğretmen.
Ücretli meslek öğretmenlerinin de tamamına yakını 2 yıllık İlahiyat mezunları.
2 yıllık ilahiyat mezunları Kur’an-ı Kerim, Arapça, Siyer, Din Kültürü, Temel Dini Bilgiler v.b tüm meslek derslerine giriyorlar.
Bu kadar derse girmesi bir yana,
Her şeyden önce, bunlar geçici öğretmenler.
Bu işi asli işleri olarak yapmıyorlar.
Başka bir iş bulana kadar geçici olarak yapıyorlar.
Öğrencilerin başında hiç kimsenin olmamasından iyidir.
Fakat, iş bulan “pır” deyip kaçıyor.
Olan okula ve öğrencilere oluyor.
Okul müdürleri ne yapsın?
* * *
Okul müdürleri, “Şubat ataması bu açığı kapatmak için değerlendirilmezse, bu tren kaçar 10-15 yılda bir daha ancak gelir” diyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı bu sorunu görüyor mu?
Bakanlık sorunu biliyorsa nasıl çözmeyi düşünüyor?
Şubat geldi.
Daha önce binlerce İlahiyatçı, camilere imam olarak atanmıştı.
Bu ilahiyatçılar camilerde 5 vakit namaz kıldırıp, haftada bir gün kağıttan hutbe okuyorlar.
Cami İmamlığını, İmam Hatip Lisesi Mezunları ve hafızlarımız gayet iyi yapıyorlar.
Camilerdeki binlerce ilahiyatçı imam, kurumlar arası geçişle Milli Eğitim Bakanlığı’na geçse kayda değer bir ilerleme olur.
İmam Hatip Okulları hem şuurlu, hem de branşında uzman eğitimcilere sahip olur.
İmam Hatipler Öğretmensiz..!
Bilmesi gerekenler biliyor mu?
Duyması gerekenler duyuyor mu?
08.02.2015