* İLETİŞİM NUMARALARI AYDIN KAYNARPINAR 05054830058ALİ BİLGİÇ 05055020621AHMET BAYAR 05357637429
* KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLERİN MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI ART NİYETLE KULLANDIKLARINI TESBİT ETTİK. BU NEDENLE NUMARALARI GİZLEDİK. ULAŞMAK İSTEDİĞİNİZ MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEKİ TELEFONLARI ARAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ
  SEYFİ GÜNAÇTI 1971 MEZUNUMUZ EĞİTİMCİ YAZAR
Adana yollarında
  MUSTAFA VARLI 1963 MEZUNUMUZ E.HATAY İL MÜFTÜSÜ
HAYIRLI SABAHLAR
  AHMET BULUT 1970 MEZUNUMUZ EMEKLİ GAZİANTEP İL MÜFTÜSÜ
ŞEFKAT ABİDESİ ANALARIMIZ
  DR ALİ CAYMAZ 1990 Mezunumuz
İMAM-HATİP LER
  SELAMİ KAYTANCI 1971 Mezunumuz Eğitimci
Deve kuşu gibi olmak!..
  GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar
ANAMUR’DA BİR İLK: BILDIRCIN ÇİFTLİĞİM
  NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar
Diyanet İşleri Eski Başkanı’nın Mahcubiyeti!
  MUSTAFA AKDAĞ
İmam-Hatipler Yeniden Parlıyor
  İBRAHİM SAY 1999 Mezunumuz
EKMEK ARASI LAHMACUNDAN THE İMAM?A
  ADEM ARMAĞAN 1975 Mezunumuz Şair/Yazar
 
 
Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?
Çok iyi
İyi
Fena değil
Kötü

 
 

NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar

İnsanın insafı kurumaya görsün

 

Fidel’in en büyük iddiası, HSYK tarafından 26 Aralık 2013 tarihinde yayınladığı son derece sert ve hükümet tarafından “korsan bildiri” olarak nitelendirilen bildiriden Eski Adalet bakanı Sadullah Ergin’in haberdar olduğudur. Bunun belgesinin de olduğudur. Şöyle diyor: "HSYK 1. Daire Üyesi İsmail Aydın ve Gazeteci Sevilay Yükselir ile Abdurrahman Şimşek'in de olduğu toplantıda İbrahim Okur'un (I. Daire Başkanı) anlattıklarından hafızamda kalanları sizlere aktaracağım... Şöyle diyor Okur yaşanan gelişmelerle ilgili…”

Sözde gönderilmiş bir mailden yola çıkarak Eski Bakanı “paralelci” yapma gayretine bakın siz! Bugüne kadar mevcut yapı, akla hayale gelmedik bin bir çeşit ayak oyunlarıyla, yalan ve dolanla kimleri harcamadı ki? Uzağa gitmeye hiç gerek yok; bizzat avukatlığını üstlendiği Hanefi Avcı’ya yüklenen iddiaların asılsızlığını yırtınırcasına neden ve nasıl savunduğunu bir açıklasın! Madem bilgi ve belgelerle meseleye bakıyor ve madem bu adamların verdikleri bilgi ve belgelere itibar ediyor o zaman Hanefi Avcı hakkındaki iddiaların hepsini kabul etmesi gerekmez mi? Kastrosu eksik Fidel, işine geldiği zaman bilgi, belge diyecek; ama işine gelmediği zaman da kıyametleri koparacak! Yok öyle yağma!

Bu kadar önemli bir konuda bilgi verirken, “hafızamda kalanları sizlere aktaracağım…” diyerek bu konuya ne denli ciddi (!) yaklaştığını göstermiyor mu? Hafızasında kaldığı kadarıylaymış!.. Bizzat kendisinin verdiği bilgiler sanki çok tutarlıymış da… hafızasında kalanlarla bizleri bilgilendirecek!.. Vay yavrum vay! Bu camianın insanlarını hiç tanımadığı ne kadar da belli. Okuyan, sorgulayan camiayı…

Bakana gönderilen mailde "Sayın Bakanım; Yargı dernekleri ile hâkim ve savcılar neden sessiz kaldığımız konusunda ayaklanmış durumda. Bu iki konuda sessiz kalınması kurulu zor durumda bırakıyor. Ekli uygun görürseniz basın açıklaması olarak yayınlayalım. Sizin için sıkıntı olacaksa genel kurul duyurusu olarak yayınlayabiliriz…”

İyi ya işte, bu kadar dürüst bu insanları neden “paralel yargı” yaftası ile mahkûm ediyorlar. Oturmuş günlerce aleyhlerine program yapıyorlar. Demek ki Selam örgütü iddiası doğru(!) Başbakan, işbirlikçi; hükümet hain…vs vs.

Ya bu adamlar birer yalan makinası veya dosdoğru insanlar. Önce buna karar vermeli. Sonra Bakanın ne olduğuna bakılır.

Zat-ı muhterem, hükümet nezdindeki yerinden o kadar emin ki, tehdidindeki pervasızlığı içimizi acıtmadı desek yalan olur. Buna bu imkânı vermenin vebalinden cidden korkuyorum. “Bu daha başlangıç öyle şeyleri belgeleri ile açıklayacağız ki tüm bilinmeyenleri ortaya koyacağız… Paralel Yapının en önemli mensuplarını ne pahasına olursa olsun deşifre edeceğiz...”

Adamın niyeti, azmi ve kararlılığı gözlerinden, sözlerinden ve yaslandığı meçhul güçten ve şimdiye kadar serdettiği delillerin ağırlığından(!) belli…

“Hadi oradan Kastrosu eksik adam! Bakanı tahlil etmek, değerlendirmek, ona yer biçmek sana mı kaldı? Hadi oradan… Hadi oradan… Bu iş senin boyunu aşar!” demezler mi?

Dağdan gelip bağdakini kovmanın tam da adıdır bu! Bu hokkabazlığın tutacağını mı sanıyor?

O ki, Kastro’nun yollarında sek sek oynarken, Bakan, sadece kendisi değil, ailesiyle birlikte bu kutlu yolun yolcusu ve davanın en samimi neferi olarak hizmet etmeye gayret göstermiştir ve göstermeye devam etmektedir.

Adamın bütün sıkıntısı, bazı konularda, bir takım soruların cevabını bulamamış olmasıdır. Azıcık devlet terbiyesi ve geleneğini bilmiş olsaydı, her konunun Mahmutpaşa pazarı gibi ulu orta ortalığa saçılmayacağını da bilirdi. Ketum bir Bakanı da ancak tezvirat yıpratabilirdi ki, aleyhine geliştirilen hadiselerin de anlamı buydu…

***

Bakanın sahip olduğu “devlet adamı olmak” gibi büyük meziyetler, Fidel’i hiç ilgilendirmiyor. Hatta ve hatta Bakan’ın iddiaları yalanlaması ve asla böyle bir bildiriyi onaylamadığını söylemesi de… Bakanın;

“…2010 referandumundan sonra Türkiye'de HSYK'nın yapısı değişti. HSYK'nın yapısı değişirken maalesef bizim kurguladığımızdan farklı bir HSYK çıktı. Parlamentoda yapmış olduğumuz anayasa değişikliğinde çoğulcu bir HSYK oluşturmak üzere anayasa değişikliği yaptık. Yapmış olduğumuz anayasa değişikliğini, Cumhuriyet Halk Partisi, YARSAV ile beraber iptal için Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. CHP, tek oy sisteminin iptalini istedi. Şu saikle gittiklerini düşünüyorum; örgütlü tek yapı var Türkiye'de, YARSAV, 'yapılacak seçimlerde blok olarak biz beraberiz, dışarıdan başka kesim olmasın HSYK'da, tek oy sistemini iptal edelim ve farklı düşüncede insanlar HSYK'ya giremesin...

Anayasa Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yapılanmasındaki çoğulculuğu iptal etmiştir, çoğunlukçuluğun önünü açmıştır. Temenni ediyorum ki yakın gelecekte bundan dolayı şikâyetler olmasın... Bu tek oy sistemi iptal edilmeseydi, HSYK'da böyle bir yapı (paralel yapı) olmazdı…”  demiş olması da. (devam edecek)

 

03.03.2015