* İLETİŞİM NUMARALARI AYDIN KAYNARPINAR 05054830058ALİ BİLGİÇ 05055020621AHMET BAYAR 05357637429
* KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLERİN MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI ART NİYETLE KULLANDIKLARINI TESBİT ETTİK. BU NEDENLE NUMARALARI GİZLEDİK. ULAŞMAK İSTEDİĞİNİZ MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEKİ TELEFONLARI ARAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ
  SEYFİ GÜNAÇTI 1971 MEZUNUMUZ EĞİTİMCİ YAZAR
Adana yollarında
  MUSTAFA VARLI 1963 MEZUNUMUZ E.HATAY İL MÜFTÜSÜ
HAYIRLI SABAHLAR
  AHMET BULUT 1970 MEZUNUMUZ EMEKLİ GAZİANTEP İL MÜFTÜSÜ
ŞEFKAT ABİDESİ ANALARIMIZ
  DR ALİ CAYMAZ 1990 Mezunumuz
İMAM-HATİP LER
  SELAMİ KAYTANCI 1971 Mezunumuz Eğitimci
Deve kuşu gibi olmak!..
  GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar
ANAMUR’DA BİR İLK: BILDIRCIN ÇİFTLİĞİM
  NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar
Diyanet İşleri Eski Başkanı’nın Mahcubiyeti!
  MUSTAFA AKDAĞ
İmam-Hatipler Yeniden Parlıyor
  İBRAHİM SAY 1999 Mezunumuz
EKMEK ARASI LAHMACUNDAN THE İMAM?A
  ADEM ARMAĞAN 1975 Mezunumuz Şair/Yazar
 
 
Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?
Çok iyi
İyi
Fena değil
Kötü

 
 

NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar

Allah'ın sonsuz lütuf ve kereminin değerini bilmek!

İçimiz yanıyor, yüreğimiz kavruluyor, zalim ve merhametsiz dünyanın işlediği cinayetler karşısında. Son olayları görüp de rahatsız olmamak ne mümkün! Kimin uykusu kaçmıyor? Kim rahat ve huzur içinde uyuyabiliyor?

Bunca işlenen cinayetler karşısında insan olan, duyarsız, tepkisiz olabilir mi? Elinden hiçbir şey gelmese bile nefret duymaz mı? İçi sızlamaz mı?

Bakıyorsunuz bütün cellatlar iş başında.. Vampirler üşüşmüş mazlum halkın üzerine. Leş kargaları bile masum kalır bunların vahşeti karşısında!

Kimi Suriye'de, kimi Irak'ta, kimi Filistin'de, Gazze'de, kimi Mısır'da ve daha dünyanın birçok yerinde mazlum halkın üzerine ölüm kusuyorlar... Ölüm yağdırıyorlar.

Sözde birbirine zıt/düşman iki kutup; Amerika’sı, Rusya'sı kafa kafaya vermiş, hangisinin nereye kusacağını belirlemişler. Öyle ki, Ahmet Yenilmez'in ifadesi ile aynı semada, uçaklarının kuyrukları teğet geçiyor, birbirine değmiyor... İkisi birden yüklendikçe yükleniyorlar. Öldürenler bir; isimleri ayrı da olsa… Gelin de hatırlamayın esenlik dininin elçisinin sözünü: “Küfür tek millettir” diye. Dikkat edin ki, ölenlerin hepsi de Müslüman! Bu bir tesadüf mü, rastlantı mı? Asla!

Yerdeki uzantıları da, karadan çullanıyorlar savunmasız insanların üzerine, çoluk çocuk demeden kanlarını akıtıyorlar… Kutsala da saygısız bu insanlık ötesi güruh! Postalları ile mabetleri kirletiyorlar.. Kadınları itip kakıyorlar… Çocukları dövüyorlar, kelepçeliyorlar, yerlerde sürüklüyorlar, süründürüyorlar... Sözüm ona asker olacak korkak ve de ödlek, soysuz, namert üç beş alçak, ufacık bir çocuğun üzerine çullanıyorlar... Eşek arılarının, sırtlanların üşüşmesinden beter bir şekilde. Mertçe savaşacak kadar yürekleri yoktur bunların... Hele hele, teke tek, birebir hiç!..

“Orantısız güç” kullanımı ile ilgili olarak yırtınanlar, hangi delikteler şimdi? Neden sesleri çıkmıyor? Görmüyorlar mı, olup bitenleri? Bunlar üç maymunu oynamıyorlar, bizzat üç maymundan daha aşağı bir davranış içindeler.   

Dedim ya, Zalim Dünya, seyirci ve hatta bu zulme ortak...

Ülkelerindeki, firavunların, tiranların ve diktatörlerin zalimce yönetimlerinin baskısından kaçarak, komşu ülkelere ve daha uzaklara iltica edenler, etmeye çalışanların çektikleri eziyetler, işkenceler ve sıkıntılar karşısında medeni ülkelerin(!) kılı kıpırdamıyor. Takındıkları tavır, hokkabazca…

Diktatörlere destek verdikleri için kötülüğün de kaynağı kendileri olmaktadırlar. Bunun için "dilsiz şeytan" gibi sesleri çıkmıyor. Tabiatıyla Mazlum halka da kucak açamıyorlar.. Ama rolleri gereği, dünyaya da olumlu mesajlar vermek mecburiyetinde olduklarından, mazlumların halleriyle ilgileniyormuş gibi yapıyorlar.

Bütün zalimlerin bir hesabı varsa, unutulmasın ki, Allah'ın da bir hesabı vardır.

Mazlumların dertleriyle dertlenen, neredeyse tek ülke durumundayız. Bunu bilen ve gören emperyal güçler, sömürücü güçler, ülkemizin izmihlalini görmek ümidi ve beklentisi içinde, bitmez tükenmez planlar yapıyorlar, tuzaklar kuruyorlar..

Bu son demde, tuzak kurucuların en hayırlısı olan Yüce Rabbimiz, onların tuzaklarını başlarına geçirmiş; bu milletin evladına merhameti ile tecelli etmiş, birlikteliğini sağlamış ve düşmanlarının salyalı iştahlarını kursaklarında bırakmıştır.

Devletimiz, sadece ülkemizin değil, nerede bir mazlum varsa, hepsinin umudu olmaya devam etmiştir.

Bundan sonra yapılacak iş, Allah'ın bu sonsuz lütuf ve kereminin değerini bilmek ve takdir etmektir.

Bu çerçevede, ülkesini düşünen, sorumluluk bilinci içinde, idealleri olan bir anlayışı ve misyonu devam ettirecek, gece ve gündüz demeden çalışacak olan insanları bulup buluşturmak, sahip çıkmak; milletin hizmeti için büyük hedeflere doğru onlara görevler yüklemek...

Bu devletimizi idare edenlerin, cephede yalnız kalmamaları ve hep beraber yaşadığımız badireleri tekrar yaşamamak için mutlak surette akıllarında tutmaları ve yapmaları gereken hususlardır.

Ancak bu anlayış hâkim olursa, devletin temel taşları yerli yerine oturur ve yapı, sağlam bir zemin kazanmış olur... 

İşte o zaman, ne içerideki hainlerin, ne dışarıdaki düşmanların planlarının ve düzenlerinin bir kıymeti harbiyesi olur!

İşte o zaman, ülkemiz, gerçekten mazlum milletlerin umudu olur ve olmaya devam eder...

İşte o zaman, Allah'ın merhametinin tecellisi kalıcı hale gelir.

Aksi takdirde, menfaatini önceleyen insanlarla hedefe varmanın mümkün olamayacağı bilinmelidir. Korkum, beslenen güzel ümitlerin, ne olduğu belirsiz bu türden insanların elinde heba olmasıdır. Âcizane beklentim, iş işten geçmeden meselenin ehemmiyetine vakıf olunması ve bize pahalıya mal olmadan önünün alınmasıdır!  

Yine bilinmeli ki, bu gerçeği göremeyen her göz, sorumluluktan asla kendini kurtaramaz; ne kadar iyi niyetli olunduğu söylense de...

Bir örnek vererek yazımı bitirmek istiyorum: Askerliğinizi kısa dönem olarak yapıyorduk. Her meslekten asker vardı aramızda. Eğitim arası çay molasında, konuşulanları ister istemez duyuyorduk.  Askerlikten sonra yurtdışına dönüleceğinden, yurtdışına gidileceğinden, orada çalışılacağından bahsediliyordu... Ana tema, yurtdışına gitmek, yurtdışında çalışmak ve hayatları yurtdışında sürdürmek...

            Takılayım istemiştim onlara. Dedim ki; "Bu devlet sizleri yetiştirdi. Nereye gidiyorsunuz? Neden bu millete hizmet etmeyi düşünmüyorsunuz?"

Tereddütsüz, kesin ve kararlı bir cevap, hayal kırıklığımı kendi kendime yaşamama yetti:

"Onu da sen yap!" 

05.11.2015