* İLETİŞİM NUMARALARI AYDIN KAYNARPINAR 05054830058ALİ BİLGİÇ 05055020621AHMET BAYAR 05357637429
* KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLERİN MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI ART NİYETLE KULLANDIKLARINI TESBİT ETTİK. BU NEDENLE NUMARALARI GİZLEDİK. ULAŞMAK İSTEDİĞİNİZ MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEKİ TELEFONLARI ARAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ
  SEYFİ GÜNAÇTI 1971 MEZUNUMUZ EĞİTİMCİ YAZAR
Adana yollarında
  MUSTAFA VARLI 1963 MEZUNUMUZ E.HATAY İL MÜFTÜSÜ
HAYIRLI SABAHLAR
  AHMET BULUT 1970 MEZUNUMUZ EMEKLİ GAZİANTEP İL MÜFTÜSÜ
ŞEFKAT ABİDESİ ANALARIMIZ
  DR ALİ CAYMAZ 1990 Mezunumuz
İMAM-HATİP LER
  SELAMİ KAYTANCI 1971 Mezunumuz Eğitimci
Deve kuşu gibi olmak!..
  GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar
ANAMUR’DA BİR İLK: BILDIRCIN ÇİFTLİĞİM
  NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar
Diyanet İşleri Eski Başkanı’nın Mahcubiyeti!
  MUSTAFA AKDAĞ
İmam-Hatipler Yeniden Parlıyor
  İBRAHİM SAY 1999 Mezunumuz
EKMEK ARASI LAHMACUNDAN THE İMAM?A
  ADEM ARMAĞAN 1975 Mezunumuz Şair/Yazar
 
 
Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?
Çok iyi
İyi
Fena değil
Kötü

 
 

GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar

RAMAZANDAN ESİNTİLER: İSLAM’DA FİKİR VE İNANÇ HÜRRİYETİ

2016 Ramazan ayının bitmesine neredeyse 10 günlük bir süre kalmış durumda...Ramazan ayında televizyon kanallarında pek çok dini konu gündeme taşındı.Ama nedense İslam’da fikir ve inanç hürriyetinden pek fazla söz edilmedi.Yıllardır üzerinde en çok tartışılan konulardan biri fikir ve inanç hürriyetidir.
Fikir ve inanç hürriyeti; Hayat hakkı gibi, mülkiyet hakkı gibi, insanın insan olarak sahip bulunduğu temel hak ve hürriyetlerdendir.
Bazı kimseler İslamın insan hak ve hukukuna saygı göstermediğini, İslamda fikir ve inanç hürriyeti olmadığını iddia ederler.
İslam akıl ve hürriyete değer veren bir dindir.
İslamiyet fikir ve İnanç hürriyetini teminat altına almıştır.
 İnanç hürriyeti; İnsanın inancında, dininde hür olması demektir.
Bu konudaki ayetlerden bazıları şunlardır: "- Dinde zorlama yoktur"
"- Ya Muhammed Sana düşen sadece duyurmaktır. Hesap görmek bize düşer"
"- Eğer Rabbin dileseydi, Yeryüzündeki insanların hepsi iman ederlerdi. Böyle iken sen, hepsi mü'min olsunlar diye insanları zorlayıp duracak mısınız?
"- Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim ibadet ettiğime kulluk etmezsiniz. O halde sizin dininiz size, benim dinim bana"
Şu Hadis-i Şerif İslâmiyet'te Müslüman olmayanlara ve onların inançlarına gösterilen müsamahanın bir örneğidir:
"- Sizden herhangi biriniz gayr-ı Müslim tebaadan birine zulüm ederseniz, biliniz ki ben zulmedilen o kimse tarafında olacağım".
Hz. Peygamber bütün tatbikatında, ayrı dinden insanların inanç ve ibadetlerine müsamaha göstermiştir.
Hudeybiye Mu­ahedesinde müşriklerin ileri sürdükleri şartları anlayışla karşılamış, Hayberin fethinde ganimet olarak ele geçirilen "Tevrat" nüshalarını sahiplerine iade etmiş, ibadet edenlere, rahip ve zahitlere dokunulmamasını emretmiş, fethedilen topraklarda yaşayan gayri Müslimleri inanç ve ibadetlerinde serbest bırakmıştır.
Kudüs'ün fethinden sonra yerli halk ayin ve ibadetlerinde tamamen serbest bırakılmışlardır.İstanbul'un fethinden sonra ise yerli Hıristiyan halka pek çok imtiyazlar tanınmıştır.
Bu imtiyazlara göre; Başta patrik olmak üzere, bütün piskopos, papaz ve sinod meclisi azaları, her türlü taarruzdan korunmuştu.
Patrik, düşmanlarına karşı devletin himayesine girmişti.
Bütün ruhaniler her türlü vergiden muaf tutulmuştu.
Ortodoks kilisesi, kendi nizam ve kanunlarına göre idare edilmişti.
Patrikhanenin Sinod Meclisi; Kilise ve Cemaat bütçelerini tanzim ve idare etmişti.
Nikah, defin, vasiyet ve miras muameleleri, kilise kanunlarına göre Patrikhane tarafından ifa edilmişti.
Kilise, Hıristiyan cemaat arasında ortaya çıkacak hırsızlık, gasp, dolandırıcılık gibi  suçları da yargılamış bu gibi suçlara ancak kilisenin tayin ettiği yaptırımlar uygulanmıştı.
Hiç bir Kiliseye dokunul­mamıştı.
Hıristiyan halk normal bir vergi dışında: hiçbir mükellefi­yetle yükümlü olmamışlardır.
Bu örneklere Hıristiyan dünyasında bugün bile ulaşılabilmiş değildir..
Engizisyon işkenceleri, kanlı mezhep kavgaları, ondokuzuncu yüzyılda Avrupa'nın ufkunu karartmıştı..
Bunu batı­lı yazarlar itiraf etmişlerdir.
Bu­na dair bazı örnekler şunlardır;
“ Hz. Muhammed, Rahipleri öldürmekten menetti. Zira onlar dua; eden insanlardı. Halife Ömer Kudüs'ü aldığı zaman Hıristiyanlara hiçbir fenalık yapmadı. Haçlılar Kudüs'e hakim oldukları zaman ise, bütün Müslümanları katlettiler. Yahudileri ateşte yaktılar" (George Reaire)
" Hıristiyan milletler, dinî hoşgörüyü Müslümanlardan öğrenmişlerdir." (Michoud)" Kur’anın yayılmasında kuvvetin hiçbir tesiri olmamıştır. Zira Müslümanlar mağlup milletleri dinlerinde serbest bırakmışlardır. Eğer Hıristiyan milletler İs­lâmiyeti kabul etmişlerse, bunun sebebi, Müslümanların, kendilerine karşı, eski hüküm­darlarından daha adil ve müsamahalı davranmalarıdır" (Gustave Le Bon)
Batılı yazarların fikir ve inanç hürriyetiyle ilgili daha pek çok sözleri vardır.
Bu sözlerin ağırlık noktası İslamiyet’in ortaya koyduğu fikir ve inanç hürriyetinin varlığı ile ilgili…
Hoşça kalınız.

28.06.2016