* İLETİŞİM NUMARALARI AYDIN KAYNARPINAR 05054830058ALİ BİLGİÇ 05055020621AHMET BAYAR 05357637429
* KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLERİN MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI ART NİYETLE KULLANDIKLARINI TESBİT ETTİK. BU NEDENLE NUMARALARI GİZLEDİK. ULAŞMAK İSTEDİĞİNİZ MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEKİ TELEFONLARI ARAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ
  SEYFİ GÜNAÇTI 1971 MEZUNUMUZ EĞİTİMCİ YAZAR
Adana yollarında
  MUSTAFA VARLI 1963 MEZUNUMUZ E.HATAY İL MÜFTÜSÜ
HAYIRLI SABAHLAR
  AHMET BULUT 1970 MEZUNUMUZ EMEKLİ GAZİANTEP İL MÜFTÜSÜ
ŞEFKAT ABİDESİ ANALARIMIZ
  DR ALİ CAYMAZ 1990 Mezunumuz
İMAM-HATİP LER
  SELAMİ KAYTANCI 1971 Mezunumuz Eğitimci
Deve kuşu gibi olmak!..
  GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar
ANAMUR’DA BİR İLK: BILDIRCIN ÇİFTLİĞİM
  NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar
Diyanet İşleri Eski Başkanı’nın Mahcubiyeti!
  MUSTAFA AKDAĞ
İmam-Hatipler Yeniden Parlıyor
  İBRAHİM SAY 1999 Mezunumuz
EKMEK ARASI LAHMACUNDAN THE İMAM?A
  ADEM ARMAĞAN 1975 Mezunumuz Şair/Yazar
 
 
Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?
Çok iyi
İyi
Fena değil
Kötü

 
 

NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar

"Buzork-i Şeytan" ve İran

80'li yıllardaki İran'ın "Büyük Şeytan" anlamındaki "Buzork-i Şeytan" sloganını bilmeyen yoktur. Bu sloganın muhatap ülkesi ise ABD'dir. Dünya zulmünün baş aktörü ABD! Müslüman dünyasının başına örülen her tür tuzağın baş mimarı ABD... Bu ülkenin uşağı, piyonu olması iddiasıyla dönemin şahı Şah Rıza Pehlevi'ye karşı kamuoyu oluştururken, İmam Humeyni ve onun mücahitlerinin ağızlarından düşürmediği ve bununla halkı galeyana getirdiği bir slogandı.

Hatırlayın, 1980 yılında, İran Devrimi'nin hemen arkasından, ABD'nin bir başka piyonu olan Saddam Hüseyyin’i kullanarak İran'a savaş açtırdığı zaman bütün dünya Müslümanları, Sünni Irak'ı değil;  Şii İran'ı desteklemişlerdi. Çünkü Saddam haksızdı ve tasallutta bulunuyordu; İran ise mağdurdu. Bu gerçeği merak edenler, o zamanın basınına ve gündemine bakabilirler. Dahası bunun böyle olmadığını söyleyebilecek bir tek İranlı da çıkmaz!

Hal böyleyken, aradan geçen zaman, nasıl oldu da İran'ın stratejisini değiştirmesine sebep oldu? Ne oldu da kendisini “mollalar” diye aşağılayanlarla müttefik oldu ve Müslüman kardeşlerine karşı silahını doğrultur oldu? Ne oldu da "Buzork-i Şeytan"la koyun koyuna girdi? Ne oldu da şeytanlıkta onunla yarışır hale geldi? Ve hatta bu yarışta ona nal toplatmaya başladı!

Yoksa fabrika ayarlarına mı döndü Perslerin Çocukları? Şah’la olan mücadeleleri bir aldatmaca mıydı? Perslerin idealine hakkıyla hizmet edememiş bir Şah'a haddini bildirmek miydi bütün mesele? Ruhlarının derinliklerinde mezhepçiliğin şahı yattığı için, Şiilik damarları mı kabardı da bu kadar kan içmeye heveslendi? 1979’daki sözüm ona, “İslam Devrimi”nde 150 bin ölünün altında bu ideal mi yatıyordu? Bir de utanmadan mazlum ve mağdur rollerine bürünerek tüm Müslümanların tertemiz duygularını istismar ettiler! Yazıklar olsun sizin gibi Müslümanlara! Aldatanların Müslüman olamayacağını bile bile aldattınız! Devrimin baş mimarı İmam Humeyni’nin terbiyesinde yetişmiş olanlar böylesine güvenilmez, böylesine acımasız birer cellat mı olur? Yoksa o da sizin gibi bugünler için hep birlikte hazırladığınız sinsi planın bir parçası mıydı? Böylesine acımasızca can alanların cevaplandırabileceği türden değildir bu sorular? Yaptıklarının altında, dünya-ahiret ezilmeye mahkûmdur bu samimiyet kaçkınları!

Halep başta olmak üzere Suriye'nin birçok yerinde Cellat Esed'e yardım etmek için Müslüman kardeşlerine leş kargalarıyla birlikte saldıran ey İran'ın zalimleri! Kardeşlerinizi hunharca öldürürken vicdanınızı nereye bıraktınız?

Kimlerin ve nerede peydahladığı meçhul bir güruh, Müslümanların ismet-i namusuna tasallutta bulunurken yine bu sırtlan sürülerinin aynı şekilde ve aynı gayeyle Çanakkale'ye, ülkemize üşüşürken Akif'in,

“Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...

Hani, tâ'ûna da züldür bu rezîl istîlâ!

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,

Ne kadar gözdesi mevcûd ise, hakkıyle sefîl,

Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...

Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.”

 

 

 

 

 

şeklinde betimlediği bu sürülerin benzerlerinin içindeki yerinizi söyleyin ey İran'ın zalim yöneticileri! Eğer siz, İslam’ın bir kırıntısını kalbinizde taşıyorsanız, eğer siz zerre miskali bir imana sahipseniz, kardeşlerinize silahı nasıl ve hangi gerekçeyle doğrulttunuz? Açıklayın! Değil bir Müslüman'ın, bir gayrimüslimin ırzı ve namusu bile teminat altındayken, hangi inanca dayalı olarak kardeşlerinizin namusunu, haysiyetini ve şerefini çiğnediniz?

Ben bunu, ateşperest Zerdüşti olan Perslerden ve dünyanın altını üstüne getiren “Büyük Şeytan”dan beklemiyorum. Ben bunu, İslam iddiasında olan sizlerden bekliyorum! Eğer bunu yapmazsanız, bütün bir İslam âlemi ve hatta bütün bir dünya "Buzork-i Şeytan”ın kim olduğunu hakkalyekin bilecektir, haberiniz olsun.

Siz, pervasızca bu şenaatleri işlerken, hesap gününün sahibinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Yoksa size bir güvence mi verildi? Yahut da Allah'a dönmeyeceğinizi mi sanıyorsunuz? Bilesiniz ki istemeseniz de döneceksiniz ve o gün orada Cenab-ı Allah'ın zalimler hakkındaki hesabı çok çetin olacaktır.

15.12.2016