* İLETİŞİM NUMARALARI AYDIN KAYNARPINAR 05054830058ALİ BİLGİÇ 05055020621AHMET BAYAR 05357637429
* KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLERİN MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI ART NİYETLE KULLANDIKLARINI TESBİT ETTİK. BU NEDENLE NUMARALARI GİZLEDİK. ULAŞMAK İSTEDİĞİNİZ MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEKİ TELEFONLARI ARAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ
  SEYFİ GÜNAÇTI 1971 MEZUNUMUZ EĞİTİMCİ YAZAR
Adana yollarında
  MUSTAFA VARLI 1963 MEZUNUMUZ E.HATAY İL MÜFTÜSÜ
HAYIRLI SABAHLAR
  AHMET BULUT 1970 MEZUNUMUZ EMEKLİ GAZİANTEP İL MÜFTÜSÜ
ŞEFKAT ABİDESİ ANALARIMIZ
  DR ALİ CAYMAZ 1990 Mezunumuz
İMAM-HATİP LER
  SELAMİ KAYTANCI 1971 Mezunumuz Eğitimci
Deve kuşu gibi olmak!..
  GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar
ANAMUR’DA BİR İLK: BILDIRCIN ÇİFTLİĞİM
  NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar
Diyanet İşleri Eski Başkanı’nın Mahcubiyeti!
  MUSTAFA AKDAĞ
İmam-Hatipler Yeniden Parlıyor
  İBRAHİM SAY 1999 Mezunumuz
EKMEK ARASI LAHMACUNDAN THE İMAM?A
  ADEM ARMAĞAN 1975 Mezunumuz Şair/Yazar
 
 
Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?
Çok iyi
İyi
Fena değil
Kötü

 
 

GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar

MEHTERAN BÖLÜĞÜNDEKİ TUĞ’UN TARİHÇESİ…

Tuğ; Türk geleneğinde hükümranlık sembolüdür.
Selçuklu hükümdarı tarafından Kayı boyundan Osman beye bağımsızlık fermanıyla birlikte hâkimiyet sembolü olarak TUĞ ve DAVUL gönderilmişti.
Tuğ; Eski Türklerde “Hanlık” alâmeti olarak kullanılmıştır.
Önceleri dini merasimlerde kullanılmakta iken sonradan hâkimiyet alameti olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Çinliler ibadet yerlerinde "Koruyucu ruh" olarak tuğ kullanmışlardır.
Tuğ; Türklerde İslam’dan önce kullanıldığı gibi İslamiyet’i kabul ettikten sonra da kullanılmıştır.
Osmanlılarda Tuğ'un apayrı bir yeri vardır.
Osmanlılarda Tuğ; Hükümdarlık, vezirlik, beylerbeylik, sancakbeylik alâmeti olarak kullanılmıştı.
Tuğ; At kuyruğu kıllarından yapılırdı.
At kuyruğundan alınan çok sayıdaki kıllar al renge boyandıktan sonra bunun tepesine beyaz ve siyah renkte ince kıllardan yapılan saçaklı başlık konurdu.
Saçaklı başlığın üzerine de bakırdan altın yaldızlı büyük bir top ve onun da üzerine bir hilâl yerleştirilirdi.
Top; güneşi, Hilâl; ayı, at kılları da güneşin ışınlarını temsil ederdi.
Tuğ, mızrak şeklinde bir sırığın ucunda taşınırdı.
Hemen-hemen atla savaşan bütün ülkelerde Tuğ'lara rastlanmaktadır.
Tuğlar, bayraklı ve bayraksız olmak üzere 2 kısım olarak kullanılmıştı.
Tuğlu bayraklar tepelerinde tuğu bulunan bayraklardır.
Tuğ; savaşlarda görüldüğü şekliyle çıplak bir gönderden ibaret değildir.
Bunlar turuncu ve al renkli kumaşlardan yapılmıştır.
Cengiz Han'ın beyaz tuğ kullandığı, Çinlilerin sarı renkli tuğ kullandıkları bilinmektedir.
Bayraksız tuğlar Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır.
Göktürk Türklerinin tuğlarının başlıklarında filmlerde izlediğimiz şekliyle kurt başı olup kağanların Otağı'nın önüne dikilirdi.
Kırgızlar at veya öküz kuyruğu bağladıkları Tuğlarına “Töpük” demişlerdi.
Türkler, Çinliler ve o dönemde var olan milletler mızraklarının uçlarına tuğlar takarak savaşa giderlerdi.
Savaşlarda her komutan kendi rütbesine göre ayrı şekil ve sayıda tuğ kullanmışlardı.
Selçuklularda, Memluklularda, Timurlularda, Akkoyunlularda ve Osmanlılarda Tuğ'un çok önemli bir yeri vardı.
Osmanlılarda Padişah Tuğuna “Tuğ-u hümâyun” denirdi.
Osmanlılarda savaştan 60 gün önceden Padişah Tuğ’ları uygun yerlere dikilir ve bu Tuğ'lar savaş hazırlığı işareti sayılırdı.
Padişah savaşa giderken Tuğ-u hümayun’lar beraber götürülürdü.
Osmanlıların kullandığı diğer Tuğ’ları 16’ıncı yüzyılda baş tarafında bir yıldızlı top ile üzerinde gümüş hilâl bulunan bir sırığa ve topun alt kısmına takılmış uzun ve boyalı at kıllarından meydana gelmişti.
Tuğ; Mehter’lerde de görülmektedir.
Mehter’in tarihçesine göz atacak olursak Türk’lerin milattan önce ordu’da takım halinde müzik aletleri çaldıklarını görürüz.
Sekizinci yüzyılda yazılan ilk Türk belgesi olan Orhun kitabeleri, mehter’in atası olarak kabul edilen TUĞ takımından söz eder.
Kaşgarlı Mahmut’un on birinci yüz yılda yazdığı Divân-ü Lugât-üt Türk’de; Hakan’ın huzurunda mehter’an takımınca nevbet vurulduğu anlatılır.
“Nevbet vurmak” mehter takımı tarafından mehter müziği çalmak demektir.
Türklerin diğer milletlerden ayrı, kendine özgü bir müzik topluluğu bulunmaktaydı.
Bu topluluğa “Mehterân”, yaptıkları müziğe de “Mehter Müziği” denilmekteydi.
“Bulut kükredi, vurdu nevbet TUĞ. Şimşek çaktı, çekti Hâkan TUĞ’unu” diyen Türkler iç Asya’dan Anadolu’ya geleneklerini taşımışlar, egemenlik simgesi davul, bayrak ve Tuğ töresi Türk’ler aracılığıyla tüm İslam âlemine yayılmıştır.
Karahanlılardan; Selçuklulara, İlhanlılardan; Memluklara ve Osmanlılara nevbet geleneği hep devam etmiştir.
Hoşça kalınız.

26.04.2017