* İLETİŞİM NUMARALARI AYDIN KAYNARPINAR 05054830058ALİ BİLGİÇ 05055020621AHMET BAYAR 05357637429
* KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLERİN MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI ART NİYETLE KULLANDIKLARINI TESBİT ETTİK. BU NEDENLE NUMARALARI GİZLEDİK. ULAŞMAK İSTEDİĞİNİZ MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEKİ TELEFONLARI ARAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ
  SEYFİ GÜNAÇTI 1971 MEZUNUMUZ EĞİTİMCİ YAZAR
Adana yollarında
  MUSTAFA VARLI 1963 MEZUNUMUZ E.HATAY İL MÜFTÜSÜ
HAYIRLI SABAHLAR
  AHMET BULUT 1970 MEZUNUMUZ EMEKLİ GAZİANTEP İL MÜFTÜSÜ
ŞEFKAT ABİDESİ ANALARIMIZ
  DR ALİ CAYMAZ 1990 Mezunumuz
İMAM-HATİP LER
  SELAMİ KAYTANCI 1971 Mezunumuz Eğitimci
Deve kuşu gibi olmak!..
  GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar
ANAMUR’DA BİR İLK: BILDIRCIN ÇİFTLİĞİM
  NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar
Diyanet İşleri Eski Başkanı’nın Mahcubiyeti!
  MUSTAFA AKDAĞ
İmam-Hatipler Yeniden Parlıyor
  İBRAHİM SAY 1999 Mezunumuz
EKMEK ARASI LAHMACUNDAN THE İMAM?A
  ADEM ARMAĞAN 1975 Mezunumuz Şair/Yazar
 
 
Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?
Çok iyi
İyi
Fena değil
Kötü

 
 

GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar

28 ŞUBAT DARBESİN’DEN ÖNCE NELER OLMUŞTU? ( birinci bölüm)

28 Şubat davası sonuçlandı. Aralarında İsmail Hakkı Karadayı, Çetin Doğan, Çevik Bir ve Kemal Gürüz'ün bulunduğu 21 kişiye müebbet hapis cezası verildi. Ancak 21 sanığın yaştan ve sağlık sorunları nedeniyle tutuklanmayacakları belirtildi.
28 Şubat sürecine ilişkin aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu 103 sanığın darbe suçundan yargılandığı davada karar açıklandı.
68 sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda yüklenen suçu işlediği sabit olmaması nedeniyle beraatine karar verildi.
Ölüm nedeniyle 4 kişinin davası düştü. İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 21 sanık hakkında müebbet hapis cezası verildi. Ancak müebbet hapis cezasına çarptırılan sanıklar için, yaşları ve sağlık durumları nedeniyle tutuklama kararı verilmedi. Müebbet hapis cezası alan sanıklar için adli kontrol şartı ve yurt dışı çıkış yasağı getirildi
28 Şubat 1997’de 10 yıllık Milli Eğitim Müdürü idim ve 28 Şubat olaylarını hayretle ibretle izledim, yaşadım, 30’a yakın takdir, teşekkür, başarı belgem olmasına rağmen ben de 28 Şubat mağdurlarından oldum.
2 Bölüm halinde 28 şubatta meydana gelen olayları sizlerle paylaşacağım.
Bugünkü bölümde; TÜRKİYEMİZİ 28 Şubat “Postmodern Darbe”ye sürükleyen gelişmelerin 6 ay öncesini anlatmak istiyorum:
2 Ağustos 1996’da: Sayın Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında 28 Haziran 1996’da kurulan Refah Yol hükümeti,13 subay’ın irtica gerekçesiyle ordudan ihraç edildiği ilk Yüksek Askeri Şûra toplantısına katılmıştı…
5 Ağustos 1996’da: Başbakan Sayın Necmettin Erbakan Yüksek Askeri Şûra üyelerine yemek vermişti…
Yemekte Oramiral Sayın Güven Erkaya garsona: “Bana rakı getir evladım” demiş ve ortamın gerilmesine sebep olmuştu…
14 Ağustos 1996’da: Başbakan sayın Necmettin Erbakan ilk yurt dışı gezisini İran’a yapmış ve Postmodern darbecilerinin hedefi olmuştu…
7 Eylül 1996’da: Barolar Birliği başkanı Sayın Eralp Özgen ile Yargıtay başkanı sayın Müfit Utku adlî yılın açış konuşmasında laiklik vurgusu yapmıştı…
Özellikle Sayın Özgen’in Türkiye’deki insanların şeriat korkusuyla yaşadığı iddiasını ortaya atması dikkat çekici olmuştu…
21 Eylül 1996’da: TÜSİAD olarak sayın Rahmi Koç ve sayın Sakıp Sabancı’nın erken seçim istemesi gazetelere manşet olmuştu…
23 Eylül 1996 ‘da: Anavatan Partisi Genel Başkanı sayın Mesut Yılmaz hükümeti düşüreceklerine dair beyanatlar vermişti…
30 Eylül 1996’ da: Cumhurbaşkanı sayın Süleyman Demirel “laikliğin kıymetini bilin ”diye beyanatlar vermişti…
Bu Sayın Demirel’in hükümete bir uyarısı olarak değerlendirilmişti…
3 Ekim 1996’da: Başbakan Sayın Necmettin Erbakan Libya, Mısır ve Nijerya’yı kapsayan resmi bir geziye çıkmıştı…
Libya lideri Kaddafî’nin kendisini çadırda ağırlaması ve PKK’ya destek veren sözlerine tepki vermediği iddia edilmiş, ortam gerilmişti…
17 Ekim 1996 ‘da: Libya gezisinin ardından sayın Erbakan için T.B.M. Meclisi’ne gensoru önergesi verilmiş, önerge reddedilmişti…
23 Ekim 1996 ‘da: 28 Şubatçıların organize ettiği ve daha sonraları kökü ERGENEKON’a kadar uzandığı tespit edilen Aczimendiler ortaya çıkarılmış ve 113 kişi gözaltına alınmıştı…
Sonradan bunların düzmece olduğu anlaşılmıştı…
3 Kasım 1996 !da: Susurluk kazasında Hüseyin Kocadağ, Abdullah Çatlı ve Gonca Us hayatını kaybetmişti…
Sedat Bucak ağır yaralanmıştı…
Olayın ardından 28 Şubatçılar tarafından devlet-mafya-polis üçgeni gündeme getirilmiş ve gerginliğin tırmanması istenmişti…
8 Kasım 1966’ da: İçişleri bakanı sayın Mehmet Ağar istifa etmiş yerine sayın Meral Akşener getirilmişti…
24 Kasım 1996 ‘da: Sayın Mesut Yılmaz Abdullah Çatlı ile ilgili açıklamaları sebebiyle Macaristan’da otel lobisinde saldırıya uğramıştı…
7 Aralık 1996 ‘da: Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısı sayın Nuh Mete Yüksel, başbakan sayın Necmettin Erbakan, Çalışma bakanı sayın Necati Çelik ve bazı milletvekilleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu…
10 Aralık 1996 ‘da: Altmış bir Üniversite rektörünün katıldığı rektörler komitesi YÖK başkanı sayın Kemal Gürüz’ün okuduğu bir deklarasyon yayımlayarak Susurluk ve basına baskı konularında hükümete sert bir uyarıda bulunmuştu…
28 Aralık 1996 ‘da: Sonradan Ergenekon örgütüne ve 28 Şubat postmodern darbeye dayanan Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ,Ali Kalkancı olayları patlak vermişti…
Aczimendilerin lideri olarak söylenen Müslüm Gündüz Fadime Şahin ile gazeteci Sayın Hüseyin Üzmez’in evinde basılmıştı…
Hazırlanan senaryo gereği sahte şeyh Ali Kalkancı aylarca televizyonlarda boy göstermişti, sırf: ‘’Ülke ne hallere düştü?..’’” densin diye…
7 Ocak 1997 ‘de: Refah yol hükümetine tepki göstererek Doğru Yol Partisinden istifa edenler, Sayın Hüsamettin Cindoruk’un genel başkanlığında Demokratik Türkiye Partisini kurmuştu…
11 Ocak 1997 ‘de: Başbakan Sayın Necmettin Erbakan, bazı dini cemaat liderlerini Başbakanlık konutunda iftar yemeğine çağırmıştı…
Gazeteler olayı: “Hocanın özel konukları” diye duyurmuş ve ortam yine gerilmişti…
22 Ocak 1997 ‘de: Yüksek rütbeli subaylar Gölcük’te irtica toplantısı yapmıştı…
Orgeneral rütbesinde 9 komutan 72 saat müddetince üst üste toplantılar yapmıştı…
28 Ocak 1997 ‘de: Bazı gazetelerde: ‘’Taksime cami, Ayasofya ibadete açılacak,500 tarikat 5 bin şeyh, defileler yasaklanıyor’’gibi haberlerle sunî gündem meydana getirmişlerdi…
30 Ocak 1997 ‘de: Sincan Belediyesi Kudüs gecesi düzenlemiş, Belediye başkanı sayın Bekir Yıldız ve İran büyükelçisinin misafir olduğu gecede ortaya konan cihat oyunu Türkiye’nin gündemine oturmuştu…
31 Ocak 1997 ‘de: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Siyasi Partiler Yasasına aykırı davrandığı gerekçesiyle Refah Partisini uyarmıştı…
Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı sayın Deniz Baykal, sayın Erbakanın ülkeyi iç savaşa sürüklediğini iddia etmişti…
Başsavcı Sayın Vural Savaş ta Partili gençlerin kıyafetlerini özel üniforma olarak tanımlamıştı…
1 Şubat 1997 ‘de: Üç General Ankarada; Türk-İş başkanı sayın Bayram Meral, Türk Metal-İş başkanı sayın Mustafa Özbek, Atatürkçü Düşünce Derneği temsilcileri, İstanbul ve Hacettepe Üniversitelerinin yetkilileriyle bir araya gelmişti…
Generaller; ‘’Siviller de bir an önce harekete geçsin’’çağrısı yapmıştı…
2 Şubat 1997 ‘de: Anavatan Partisi Genel Başkanı sayın Mesut Yılmaz: “’’Türkiye kaosa gidiyor..… Güçbirliği yapmaya hazırız’’” çağrısı yapmıştı…
Başbakan Sayın Necmeddin Erbakan ise; “Ordu da, Demirel de bizden çok memnun…” açıklaması yapmıştı…
4 Şubat 1997’ de: Sincan’da askerler tankla geçiş yapmış, Genelkurmay başkanlığı bunu “normal faaliyet” olarak açıklamıştı…
Başbakan Sayın Erbakan bu geçişi yorumlarken ; “’’Cumhuriyet bayramında da 240 tank geçiyor’’” demişti…
5 Şubat 1997’ de: Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel, başbakan sayın Necmettin Erbakana uyarı mektubu göndermişti…
Oramiral Sayın Güven Erkaya: “’’İrtica, PKK’dan daha tehlikeli’’” demişti…
Sayın Hüsamettin Cindoruk: “’’Refah Partisi düzeni silahla değiştirecek…’’” demişti…
8 Şubat 1997 ‘de: Anavatan Partisi genel başkanı Sayın Mesut Yılmaz, Refah Partisi tabanının militanlaşma ve silahlanma sürecine girdiğini savunmuş, “’’Refah Partisi silahlanıyor’’ açıklamasını yapmıştı…
Belli gazeteler de kasıtlı olarak pompalı silah satışının arttığına dair haberler üretmiş, olay Milli Güvenlik Kuruluna taşınmıştı…
21 Şubat 1997 ‘de: Kudüs gecesi sebebiyle Türkiye ve İran karşılıklı olarak büyükelçilerini geri çekmişti…
Genel Kurmay ikinci başkanı Sayın Çevik Bir, İran’ın “terörist devlet” muamelesi görmesini istemişti…
23 Şubat 1997 ‘de: Hürriyet gazetesi birinci sayfada eliyle yüzünü kapatan başbakan Sayın Necmettin Erbakanın bir resmini yayımlamış ve Beşiktaşlı futbolcu “Amokachi’den ders” başlığı altında manşet haber yapmış; “İslam en güzel ama en istismar edilen din” sözlerini yayımlamış altına da ;“’’Amokachi Türkiyedeki din istismarcılarına büyük ders verdi’’diyerek yanına da malum fotoğrafı koymuştu…
28 Şubat 1997 ‘de: Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yapılmış, alınan kararlar hükümete bildirilmiş, Laiklik konusunda yasaların uygulanması istenmişti…
Başbakan Sayın Necmettin Erbakan bu kararları imzalamamış, 5’inci günün sonunda direnci kırılarak imzalamak zorunda kalmıştı…
Milli Güvenlik Kurulu kararlarını uygulama komitesi kurularak ülke genelinde hayâlî İrtica” avına çıkılmıştı…
Böylece 28 Şubat “postmodern darbe” fiilen başlamıştı…
Evet, sayın okuyucularım.
İşte 28 Şubattan önceki 6 aylık zaman ve bu zaman içinde meydana gelen süreç bu şekilde işlemişti…
28 Şubat kararlarıyla malum çevrelerce masum insanlar fişlenmeye ve görevden uzaklaştırılmaya başlanmıştı…
(Devam edecek)

17.4.2018