* İLETİŞİM NUMARALARI AYDIN KAYNARPINAR 05054830058ALİ BİLGİÇ 05055020621AHMET BAYAR 05357637429
* KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLERİN MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI ART NİYETLE KULLANDIKLARINI TESBİT ETTİK. BU NEDENLE NUMARALARI GİZLEDİK. ULAŞMAK İSTEDİĞİNİZ MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEKİ TELEFONLARI ARAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ
  SEYFİ GÜNAÇTI 1971 MEZUNUMUZ EĞİTİMCİ YAZAR
Adana yollarında
  MUSTAFA VARLI 1963 MEZUNUMUZ E.HATAY İL MÜFTÜSÜ
HAYIRLI SABAHLAR
  AHMET BULUT 1970 MEZUNUMUZ EMEKLİ GAZİANTEP İL MÜFTÜSÜ
ŞEFKAT ABİDESİ ANALARIMIZ
  DR ALİ CAYMAZ 1990 Mezunumuz
İMAM-HATİP LER
  SELAMİ KAYTANCI 1971 Mezunumuz Eğitimci
Deve kuşu gibi olmak!..
  GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar
ANAMUR’DA BİR İLK: BILDIRCIN ÇİFTLİĞİM
  NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar
Diyanet İşleri Eski Başkanı’nın Mahcubiyeti!
  MUSTAFA AKDAĞ
İmam-Hatipler Yeniden Parlıyor
  İBRAHİM SAY 1999 Mezunumuz
EKMEK ARASI LAHMACUNDAN THE İMAM?A
  ADEM ARMAĞAN 1975 Mezunumuz Şair/Yazar
 
 
Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?
Çok iyi
İyi
Fena değil
Kötü

 
 

Prof. Dr. Hayrettin Karaman, akşam ve yatsı namazları arasındaki süre ile ilgili ihtilaf konusundaki soruya cevap verdi. İki vakit arasındaki süre 1 saat 20 dakika mı 2 saat mi?

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman, okuyucusundan gelen akşam ve yatsı namazları arasındaki süre ile ilgili ihtilaf konusundaki soruya cevap verdi. Karaman soruyu şöyle cevapladı: Yatsı namazının vakti "Rahman ve Rahim Olan ALLAH´ın Adıyla "Avrupada Süleymancılar diye tanımlanan cemaat namaz vakitleriyle alakalı hep farklı bir takvim kullanırdı da eleştiriler çok olurdu. 2007 senesinde T.C. Diyanet Başkanlığı da akşam yatsı arasını bir saat yirmi dakika iken, takriben iki saatın üzerine çıkartmıştı, Avrupa´da yaşayan Türklerin tepkisiyle tekrar bir saat yirmi dakikaya indirdi. Yanlış hatırlamıyorsam 1980 senesine kadar iki saat civarında oluyordu. Sonra sessizce bir saat yirmi dakkaya indirmişlerdi ve pek fazla ses çıkmamıştı. Avrupa´da namaz vakitleriyle bu kadar oynanabilir mi? "Şimdi ortada çok tuhaf bir durum var. Aynı binada oturan iki komşudan biri Diyanet takvimi kullanıyor diğeri başka bir takvim. Biri yatsı namazına cemaat olurken diğeri evinde biraz geç kalmış olarak akşam namazına niyet ediyor. Bu durumu nasıl açıklarsınız. Bir grup 1.20 dakika , bir grup 1.30 dakika, bir grup 1.40 dakika, bir grup 2.00 saat sonra yatsının olduğunu takvimlerinde belirtmişler. Vakit namazın şartları içinde olduğundan takip edilmesi gereken yol ne olmalı?" (A. Çolak). Cevap: Bazı namaz vakitlerinin giriş ve çıkışları tek tanımla belirlenmiştir. İkindi ve yatsı namazları gibi bazıları ise -ictihad farkına dayalı olarak- iki tanımla belirlenmiştir. Hanefî mezhebine göre güneş battıktan sonra Batı ufkunda önce kırmızı, sonra beyaz olmak üzere iki şafak oluşur. Ebu Hanîfe´ye göre yatsı namazının vakti beyaz şafak kaybolunca, Ebû Yusuf, Muhammed ve diğer müctehidlerin çoğuna (cumhura) göre ise kırmızı şafak kaybulunca başlar. Bu farklı ictihadların delil ve dayanakları bu konuda rivayet edilen farklı hadisler ve bazı metinlerin farklı yorumlarıdır. Bir de bu iki şafaktan biri veya diğerinin oluşup oluşmaması, kaybolup kaybolmaması bazı coğrafyalarda ve mevsimlerde farklı olmakta ve buna göre çözümler üretilmektedir. Avrupa´da veya başka yerlerde yaşayan Müslümanlar, itimad ettikleri şahıs, kurum ve kuruluşların alimlerinin fetvaları ile uzmanlarının –iki şafakın süresi konusundaki- tespitlerine göre hazırlanmış takvimlere uyuyorlar. Kendileri alim ve uzman olmayan müminlerin yapacakları şey, güvendikleri takvime uymaktan ibarettir. Bu takvimlere uyarak kıldıkları namazlar vaktinde kılınmış namazlardır. Onların başkaca bir sorumlulukları yoktur. Namaz vakitleriyle ilgilenen, takvim yapan, bilgi ve iddia sahibi olan şahıslar, kurum ve kuruluşlar iki şeyden sorumludurlar (bir gün sorguya çekilirler): 1. Doğru bilgiyi elde etmek için olanca gücün ve imkanın kullanılması. 2. Müminlerin kafalarının karışmaması, aynı yerde farklı vakitlerde ve farklı cemaatlerle namaz kılınmasının önlenmesi (büyük cemaatin gerçekleşmesi, tefrikaya meydan verilmemesi) için ilgililerin iyi niyetle bir araya gelmeleri, müzakere ve tartışmalar sonunda aynı tespit ve uygulamalarda birleşmeye çalışmaları. Bu iki sorumluk yerine geldiği halde hâlâ ictihad farkı devam ederse "ictihadda yanılan bir sevap, isabet eden iki sevap alır", "farklı ictihadlara dayalı ibadet ve davranışların tamamı meşrudur, muteberdir, geçerlidir" kurallarına göre mesele çözüme bağlanmış, dedikodu, çekişme, tefrika sona ermiş olur (inşallah). YENİ ŞAFAK