İmam- Hatip ortaokulları 15 yıl aradan sonra yeniden açıldı. Hem de 15 yıl önce kapatıldığı günlerden daha yaygın şekilde.. Eskiden orta kısmı ile lise kısmı bir arada sadece il ve ilçe merkezlerinde açılabilirken, Orta kısımlar şimdi lise kısmından ayrı olarak normal ortaokul bulunan bütün yerleşim merkezlerinde açılabiliyor. İl ve ilçe merkezleri dışındaki beldelerde bile…
İmam- Hatip ortaokulları 15 yıl aradan sonra yeniden açıldı. Hem de 15 yıl önce kapatıldığı günlerden daha yaygın şekilde.. Eskiden orta kısmı ile lise kısmı bir arada sadece il ve ilçe merkezlerinde açılabilirken, Orta kısımlar şimdi lise kısmından ayrı olarak normal ortaokul bulunan bütün yerleşim merkezlerinde açılabiliyor. İl ve ilçe merkezleri dışındaki beldelerde bile… Dahası, yaşları da küçüldü. Eskiden ilkokul 5.sınıfı bitirenler gidebilirken, bu yeni düzende 4. Sınıf bitiren minikler İmam-Hatip okulu talebesi olabiliyorlar. Şimdi o sabilerin üzerinde şu sorunun Demokleslin kılıcı gibi sallanmakta olduğunu görür gibiyim: - İmam-Hatip Okulunu bitirince “İmam’mı olacaksın?” Nereden biliyorum? Vakt-i zamanında bu tür suallerle biz de karşılaştık da oradan biliyorum. 60 yıl önce bizim o sorulara karşı hangi cevabı verdiğimizi sona bırakarak, çoğu merak saikiyle değil, küçümseme, kötüleme ve caydırma maksadıyla dolaştırılan o kötü niyetli soruyu sabi yavrularımız adına cevaplandıralım. -İmam da olurum, öğretmen de.. Kaymakam da olurum, Vali de.. Doktor da olurum, Hakim ve Savcı da.. Bakan da olurum, Başbakan da.. Hatta Cumhurbaşkanı da.. Kabiliyetim hangisine yeter ise kaderimde ne varsa.. Bunları niçin mi yazıyorum? Bu yeni sistemde meslek okullarıyla birlikte İmam- Hatip Okullarının önü küçük, büyük, bütün engeller kaldırılarak, diğer genel ortaokul ve liselerde olduğu gibi tüm meslek alanlarına açıldığı için.. Tıp alanına da, fen alanına da, sosyal alanlara da.. BURAYA NASIL GELDİK? 60 yıl önce İmam- Hatip Okulları açıldığı zaman bu imkânlar mevcut değildi. Öyle ki, lise bölümümüzden mezun olanların gidebilecekleri bir yüksek okul bulunmadığı gibi bize ilahiyat fakültesinin kapıları dahi kapalıydı. Dahası, mezunların aldığı diploma cami imamlığı için bile bir tercih sebebi değildi. İlkokul mezunları ile yarışarak yeterli görülürsek imam olabilirdik. 1959 yılında, sadece İmam-Hatip Okulları mezunlarının gidebilecekleri İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü açıldı. İlk eşik böyle aşıldı. 1965 yılında 633 sayılı kanun çıkarılarak cami imamlığı ve Kur’an kursu öğreticiliği için İmam-Hatip Okulu mezunu olma şartı getirildi. Bu açılan ikinci eşikti. 1971 yılında İmam-Hatip Okullarının orta kısımları kapatılmış ise de, 1973 yılında orta kısımları yeniden açıldı. Dahası bazı üniversiteler kapılarını lise bölümü mezunlarımıza açtılar. Giderek diğer üniversiteler de… -Ta ki 28 Şubat 1997’de orta kısımlar kapatılıncaya ve lise kısımlarının önüne “Katsayı” engeli konuncaya kadar. Bütün bunlara rağmen İmam-Hatip Okulları mezunları önlerine konulan tüm engelleri aşarak.. Yani, İmam-Hatip Okullarını bitirdikten sonra lise bitirme imtihanlarına girerek “Katsayı” ve “Alan Tercihi” engellerini üniversite sınavlarında aldıkları yüksek puanlarla geçerek üniversitenin bütün bölümlerine girdiler ve Türkiye’nin dönüşümünü sağladılar. MESLEK EĞTİMİNDE REFORM 4+4+4 sistemi mesleki- dini eğitimde bir reformdur. Normal ortaokullar ile İmam- Hatip Okulları, normal liselerle İmam- Hatip Liseleri arasında hiçbir fark kalmamıştır. Ne okul farkı, ne alan tercihi mecburiyeti, ne de “Katsayı” tuzağı. Hangi tür okul olursa olsun, bütün vatan evlatları, eşit şartlarda yarışacaklardır. Her ana kuzusu çalışması alın teri ve kabiliyeti nispetinde gelebileceği yere gelecektir. Ayrım kalkmış, eşitlik ve adalet gelmiştir. İmam- Hatip Okullarını tercih edenlerin farkı, okudukları dersler sebebiyle milli ve dini değerlerimize daha çok aşina ve milletimizin ruh köklerine daha yakın bulunmaları olacaktır. Milletimizin İmam-Hatip Okullarına tehacümünün sebebi budur. İmam-Hatip okullarına “Millet Mektepleri” denilmesinin sebebi de budur.
|