ADANA ÖĞ-DER DEN EĞİTİME IŞIK TUTAN KAHVALTI PROĞRAMI.
Öğ-Der Şuurlu Öğretmenler Derneği Adana Şubesinin Hekim Evi’nde tertiplediği; Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Seyhan Belediye Başkanının da hocalığını yapmış olan Prof. Dr. Osman ÖZTÜRK’ün konuk olduğu kahvaltı programı Sn. Valimiz Hüseyin Avni COŞ, Sn İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali SELAMET ,Seyhan Belediye Başkanı Sn Prof.Dr.Azim ÖZTÜRK, Sarıçam Belediye Başkanı Sn Ahmet ZENBİLCİ, Saadet Partisi GİK Üyesi Sn Süleyman ÇALIŞKAN, Anadolu Gençlik Derneği Genel BAŞKAN Danışmanı Sn Bekir BİLGİÇ, Eğitim-Bir-Sen Adana Şube Başkanı Sn Mehmet SEZER, Adana İmam Hatip Mez. ve Mensupları Derneği Adim-Der yönetimi, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdür Yardımcıları, Şube Müdürleri, Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri, Basın Mensupları, Öğretmenler ve birçok bürokrat ve işadamının katılımı ile gerçekleşti.
Yapılan Kahvaltının ardından okunan dua ile başlayan program; Kur’an Tilaveti’nin ardından ÖĞ-DER Şuurlu Öğretmenler Derneğinin Tanıtım filmi ile devam etti.
Konuşmasına Selamlama ile başlayan Şube Başkanı Ekrem ULU şöyle devam etti:
“ÖĞ-DER olarak “İçinizden İyiliği emreden, kötülükten nehyeden bir topluluk bulunsun ” düsturu gereğince Eğitim camiası içerisinde görevimizi îfa etmeye çalışan bir kuruluşuz. Öğretmenlik mesleği peygamberlik mesleği olup Sevgi, Özveri, Şefkat ve Merhamet gerektirmektedir.
Ülkelerin müreffeh bir seviyeye gelmesinde Talip ve Terbiye hayati bir öneme sahiptir. Öğretmen kesinlikle itibarsızlaştırılmamalıdır. Milli Eğitim Bakanlığının ne yazık ki bazı uygulamaları idareci ve öğretmenleri pasifize etmekte ve öğretmen ve idarecilerin yerinde müdahalelerine imkân vermemektedir.
Ne yazık ki gençlik felakete doğru sürüklenmektedir. Çare Kur’an ahlakına yönelmektir. “İslamsız Saadet Olmaz” ; doğru tedavi, doğru teşhise bağlıdır dedi.
Eğitim Besmele ile başlamalıdır. Çocuklara teknolojinin bütün imkânlarını sunsanız da yetmez, onların kalplerine ne koyduğunuz önemlidir. Çocuklarımız Bedir’i, Uhud’u, Mekke’nin Fethini, İstanbul’un Fethini, Çanakkale’yi iyi bilmelidir. Güçlü devletlerin gerisinde güçlü bir eğitim ve güçlü eğitimciler vardır. Medineyi medenileştiren Mus’ab Bin Umeyr, Osman Gazi’yi Şeyh Edebali, Fatih’i Akşemseddin yetiştirmiştir.” Dedi ve Kısaca ÖĞ-DER Şuurlu Öğretmenler Derneğinin amacından ve geleceğe yönelik plan ve projelerinden bahsederek konuşmasını tamamladı.
ÖĞDER Şube Başkanı Ekrem ULU’nun konuşmasının ardındankırk yedi yıllık hocalık yapan yetmiş yaşındaki Prof.Dr.Osman ÖZTÜRK hoca, ciddi rahatsızlığına rağmen öğretmenlik mesleğini şevkle ve heyecanla yaptığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Talim ve Terbiye önemlidir. Türkiye de öğretmenlik giderek zorlaşmaktadır. Kırkyedi yıldır bunu gördüm. Öğretmenlik iyice zorlaştı. Bu bir şeyi gösteriyor. Okullar Talim ve Terbiye yuvalarıdır ancak 1845’den beri Tanzimat’la başlayan bir batılılaşma hastalığı neticesi olarak bugün okullarda gerekli eğitim ve öğretim verilememektedir. Tanzifatla başlayan batılılaşma eğilimi hem eğitim ve öğretim sistemini, hem de hukuk sistemini etkilemeye devam etmektedir.
Osmanlı bir Dünya devletiydi ve bütün ilimlerin tahsil edildiği en alt birimden en üst birime kadar bütün müesseseler mevcuttu. Tanzimat eğitim ve öğretimle ilgili bazı müesseseleri kapatmadı ama yanına batıcı birçok eğitim müessesesini kurdu. Bu müesseselerde bir yığın lüzumsuz dersler konuldu. Mesela hâlâ Hukuk Fakültelerinde Roma Hukuku gibi lüzumsuz dersler okutulmaktadır. Cumhuriyetle birlikte farklı bir uygulama olmuş bütün müesseseler kapatılıp yerine tamamen batıyı örnek alan kurumlar getirilmiştir.
Peygamber efendimiz “Ben muallim olarak gönderildim” buyurmuşlardır. Öğretmenlik şerefli bir meslektir. Eğer gerçek muallim olacak isek bunun delisi olmamız gerekir.
Cumhuriyetten sonra Eğitim öğretim sahasında milli olan hiç bir şey kalmadı. Tamamıyla kopyalandı. Tabi buda bünyeye uymadı. Tarihimiz ne yazık ki bize doğru öğretilmiyor. Yakın tarihle ilgili olarak menemen hadisesinde olduğu gibi yanlış bilgiler verilmektedir. Ergenekon benzeri oluşumlar o zamanda da vardı ve birçok senaryolar o zamanda da sergilenmiştir. Hala tarihi olayların birçoğunun üzerinde perdeler kalkmamıştır. Bu nedenle geçmişimizi yakın tarihimizi sorgulayıp doğru kişilerden ve sahih kaynaklardan öğrenmeliyiz.
Milli şuurun kaynağı milli tarihtir.Prof.Dr. Ahmet Celil ERTUNÇ tarafından yazılan Cumhuriyetin Tarihi adlı kitabın her öğretmen tarafından okunmasını tavsiye etti. Millet mazisiyle millettir. Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman Müslümanlar devlete karşı isyan etmemişlerdir.
Maarifte garplılaşma felaket sebebimizdir. Şuan müfredattaki okul kitaplarında çoğunlukla batılı bilim adamı, şair ve yazarların eserleri yer almaktadır. Kendi insanlarımızın eserlerine daha az yer verilmektedir.” Dedikten sonra herkesin ve özellikle öğretmenlik yapan herkesin mutlaka şu iki eseri okumalarını tavsiye etti. Prof. Dr. Fuat SEZGİN’in İslam Tarihi eseri ve Prof.Dr. Ahmet Celil ERTUNÇ’un Cumhuriyet Tarihi eserileri üzerinde durdu ve konuşmasını tamamladı.
Yoğun katılımın sağlandığı kahvaltı programı katılımcılar tarafından çok beğenildi.