GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar
DARBECİLERİN AKIL EDEMEDİĞİ BİR GÜÇ: TÜRK BAYRAĞI…
Darbe girişimi yapılalıdan buyana demokrasi nöbetinde Türk bayrakları meydanları süslüyor…
Darbecilere karşı başlatılan harekette de binlerce vatandaşımızın elinde Türk bayrakları vardı.
Bayrağını alan sokağa çıkmış ve darbecilere geçit vermemişti.
Bayrak bağımsızlığımızın sembolüdür.
Evet…BAYRAK İNMEZ - EZAN DİNMEZ - VATAN BÖLÜNMEZ - NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..
Nedir Bayrak?
Bugünkü sohbetimizin konusu Bayrak üzerine…
Bayrak; Herhangi bir ülkeyi veya kurumu temsil eden “renkli kumaş” anlamına gelmektedir.
Bayrak; bir milletin, askeri birlik veya kuruluşların kabul ettiği özel işaret ve şekilleri taşıyan, ait olduğu topluluğun ayırt edici alameti olan, dalgalanacak biçimde göndere çekilen, renk ve biçimde özelleştirilmiş kumaş’tır.
Her ülkenin bağımsızlığını simgeleyen bir bayrağı vardır.
Genellikle uzun bir sopa veya direğin ucunda salınırlar.
Divan-ı Lügat’üt-Türk’te Bayrak; “Batrak” şeklinde geçer.
Daha sonra Bayrak adını almıştır.
“Batıraktan” yani “Batırmaktan” gelir.
Eski Türklerde toprağa saplanan, batırılan mızrağın üzerine hanedanlığı temsil eden renklerde kumaşlar ve ipler asılırdı.
Mızrağın ucuna da altın veya değerli madenlerden “kurt başı” gibi kağanlık alameti takılırdı.
“Toprağa batırılan mızrak” anlamındaki bayrak sözcüğü, zamanla “dalgalanan milli simge” ye dönüşmüştür.
Bir başka deyişle Bayrak; Bir ülkenin bağımsızlığını, bütünlüğünü, birliğini konu eden semboller ve renklerden oluşan çeşitli sabit ölçekli olan semboldür.
Bayrak ilk Türk kavimlerinden bugüne kadar kullanıla gelmiştir.
Türk kavimleri arasında bayrağa “Perçem” ve “Beckem” denilirdi.
“Kutas, mumcuk, çalış” kelimeleri de bayrak karşılığı kullanılmıştı.
Yine eski Türklerde bayrak; batırılacak, saplanacak, mızrak ve süngü gibi bir silahın da adıdır.
Savaşlarda bu silahın ucuna bir ipek kumaş parçası takılırdı.
Oğuz Türkleri kırmızı ipekten yapılmış bayraklar kullanmışlar ve bunlara “perçem” adını vermişlerdi.
Karahanlılar turuncu renkteki ipekten yapılan bayraklar kullanırlar ve bunlara ’Tanuk” derlerdi.
Tarih boyunca Türk Devletleri çeşitli bayraklar kullanmışlardı.
Alparslan, Malazgirt Savaşı’nda üzerinde “Kelime-i Şahadet” yazılı bir bayrak kullanmıştı.
İlk Osmanlı Bayrağı’nın beyaz olduğu söylenmektedir.
Fatih Sultan Mehmet devrinde Yeniçeriler beyaz, Donanma Komutanlığı kırmızı bayrak taşımışlardı.
Osmanlılarda padişaha ait olan bayrak beyaz renkliydi.
Padişahların beyaz bayrak taşıması bir gelenek iken Fatih Sultan Mehmet’in kırmızı renkli bayrak da kullanıldığı söylenmektedir.
Osmanlı donanmasında kırmızı bayrak yanında yeşil bayrak da kullanılmıştı.
Barbaros Hayrettin başta olmak üzere meşhur denizcilerimizin hepsi yeşil bayrak kullanmışlardı.
Yeşil ve kırmızı renk “cihat sembolü” olarak uzun yıllar birlikte kullanılmıştı.
Bu bayrakların üzerinde genellikle Kelime-i Şahadet, Zülfikar resmi ve padişah tuğları yer almıştı.
Türklerde ay ve yıldız ilk defa 3. Selim devrinde bir arada kullanılmıştı.
Ancak buradaki yıldız 8 köşeliydi.
Türk bayrağının doğuşu bir efsaneye göre ; 1. Kosova Savaşı sonrasında savaşta ölen Türk askerlerin kanının bir göl gibi toplanması sonucunda, Ay ve Yıldızın bu göl üzerinde yansıması ile oluştuğu kabul edilmektedir.
Türk Bayrağının doğuşuyla ilgili daha başka efsaneler de vardır.
Şanlı Al Bayrağımız bugünkü kesin şeklini 29 Mayıs 1936 tarih ve 2994 sayılı “Türk
Bayrağı Kanunu” ile almıştır.
Bayrak şairi Arif Nihat Asya’nın Bayrak şiiri ile sözlerimi bitirmek istiyorum:
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
Hoşça kalınız.
25.07.2016